Hepimiz hiç olmadık zamanlarda karşımıza çıkan dikkat dağıtıcı unsurlarla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bir düşünün: Masanızda oturuyorsunuz, dikkatlice ders çalışıyorsunuz derken alakasız düşünceler pat diye kurcalamaya başlıyor aklınızı! Sabahki kahvaltı, geçen hafta izlediğiniz o komik film ya da yakın zamanda yapacağınız ve gerilmenize sebep olan bir sunum mesela… Belki de siz kendinizi çalışmaya kaptırmış durumdasınız ama oda arkadaşınız, arkadaşlarınız veya aile üyeleri çalışma alanınıza zamanlı zamansız giriveriyor ve dikkatiniz dağılıyor.
Yukarıda da bahsedildiği gibi içsel ve dışsal dikkat dağıtıcı unsurlar odağımızı kaybetmemize neden olur. Ancak konsantrasyon becerilerinizi güçlendirerek bu rahatsız edici güçlere karşı kendiniz koruyabilirsiniz. Aşağıda ana hatlarıyla açıklanan teknikler, ders çalışırken en üst düzeyde odaklanmanıza ve dikkatiniz dağıldığında odağınızı geri kazanmanıza yardımcı olacaktır.
Teknolojik Cihazları Kapatın:
Cep telefonunuz açıkken – titreşim moduna ayarlanmış olsa bile – ders çalışmak iyi bir fikir değildir. Çünkü mesaj geldiği an ekrana kesin bakacaksınız, hepimiz biliriz ki bildirimler fazla çekicidir! Cihazlarınızı tamamen kapatarak ve hatta onları başka bir odaya koyarak bu çekiciliğe yenik düşme ihtimalinizi sıfırlayın. Daha etkili bir tedbire mi ihtiyacınız var? Çalışırken telefonunuzu arkadaşınıza ya da bir aile üyesine verin.
Aynı şey bilgisayarınız ve tabletiniz için de geçerli, tabii çalışmak için bunları kullanmıyorsanız. Eğer kullanıyorsanız, çalışmaya başlamadan önce dikkatinizi dağıtabilecek tüm uygulamaları ve bildirimleri kapattığınızdan emin olun. Arkadaşlarınıza ve ailenize “ders çalışma moduna” girdiğinizi söyleyin, böylece acil bir durum olmadığı sürece sizinle iletişime geçmemeleri gerektiğini bilsinler.
Çalışma Ortamınızı İyi Seçin:
Arkadaşlarınız çok iyi birer ders çalışma partneri değilse, tek başınıza çalışın. Odanızın kapısına, evdekilere içeri girmemeleri uyarısını yapan bir yazı asın. Eğer ev ortamınız dikkatinizi dağıtıyorsa çalışma malzemelerinizi toplayıp evin dışında rahat bir çalışma alanına gidin.
Evde çalışıyorsanız en az karışıklığa sahip sessiz bir oda seçin. Arka plandaki sesler sizi rahatsız ediyorsa, gürültü önleyici kulaklık takın ve çalışmaya uygun parçalardan oluşan bir çalma listesi (tercihen enstrümantal) açın. Kitaplarınızı açmadan önce mümkün olan en uygun çalışma ortamını oluşturun, böylece değişiklikler yapmak için çalışmanıza ara vermek durumunda kalmazsınız.
Fiziksel İhtiyaçlarınızla İlgili Önceden Tedbir Alın:
Kitaplarınızı açmadan önce içecek bir şeyler alın. Çalışırken enerji veren atıştırmalıklara ihtiyaç duyabilirsiniz, bu yüzden masanızda biraz “beyin gıdası” da bulundurmayı ihmal etmeyin. Ders çalışmaya başlamadan önce ortamınızı fiziksel ihtiyaçlarınıza göre düzenlerseniz, sandalyenizden kalkma ve kazanmak için çok çaba sarf ettiğiniz konsantrasyonunuzu kaybetme ihtimaliniz de azalır.
Beyninizin En Etkin Olduğu Saatlerde Çalışın:
En zorlayıcı çalışma seanslarınızı, en enerjik ve odaklanmış hissetmeyi beklediğiniz yüksek enerjili dönemlerinizde gerçekleştirin. Eğer sabahları çalışmayı seven biriyseniz, mümkün olduğu kadar erken saatlerde başlamalısınız çalışmalarınıza. Ancak tam bir “gece kuşuysanız”, çalışmak için akşam saatlerini seçin. Günün hangi saatlerinin size uygun olduğundan emin değilseniz, en başarılı ders çalışma deneyimlerinizi göz önüne getirin. Günün hangi zamanında gerçekleşti bunlar? Beyniniz genel olarak hangi aralıklarda en etkili hissediyor? Bu aralıklardaki çalışma seanslarınızı not edin ve bunlara bağlı kalın.
Kafanızdaki Endişe Verici Soruları Cevaplayın:
Bazen de dikkat dağıtıcı unsurlar dışarıdan gelmez; bizi içten fethederler! Belirli bir sorun hakkında endişeleniyorsanız “Ya bu sınavdan kalırsam?” gibi – odaklanma konusunda epey zorlanabilirsiniz.
Hareket Edin:
Bazı insanlar sürekli fiziksel olarak bir şeyler yapma ihtiyacı duyarlar. Sabırsız ve enerjik hissedebilir ve sakin ortamlarda odaklanma konusunda sıkıntı çekebilirler. Tanıdık geldi mi? O zaman muhtemelen kinestetik öğrenme stiline sahipsiniz, yani vücudunuz da beyninizle birlikte meşgul olduğu takdirde en iyi öğreniyorsunuz.
Olumsuz Düşünceleri Yeniden Şekillendirin:
Olumsuz düşünceler ders çalışmayı imkansız hale getirir. Kendinizi sık sık yolunuza taş koyan düşüncelere kaptırıyorsanız, bunları daha olumlu ifadelere dönüştürmeye çalışın:
· Olumsuz: “Bu konu benim için çok zor, öğrenemeyeceğim.”
· Olumlu: “Bu konu zor ama hallederim.”
· Olumsuz: “Bu dersten nefret ediyorum. Buna çalışmak çok sıkıcı.”
· Olumlu: “En sevdiğim ders sayılmaz, ama başarılı olmak için bu konulara da çalışmak istiyorum.”
· Olumsuz: “Ders çalışamıyorum. Dikkatim çok kolay dağılıyor.”
· Olumlu: “Odağımı kaybettiğimin farkındayım, ama yeniden deneyeceğim.”
Bir dahaki sefere olumsuz bir düşünce beyninizi ele geçirdiğinde, onu kabul edin ve olumlu bir ifadeye dönüştürmeye çalışın. Zaman geçtikçe, ders çalışmak bir yük olmaktan çıkıp hedeflerinize ulaşma yolunda kasten yaptığınız bir seçim halini alacak. Bu bilinçli yaklaşım daha güçlü ve motive hissetmenizi sağlayacak ve dolayısıyla odağınızı da artıracaktır.
Comments