top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıGEN PDR ve Rehberlik Birimi

Verimli Ders Çalışma Becerileri



Her bireyin bedensel, zihinsel, duygusal yapıları ile ilgi ve yeteneklerinin birbirlerinden farklı olduğunu unutmamak gerekir. Bir öğrencinin isteyerek çalıştığı ve kısa sürede öğrendiği bir dersi, başka bir öğrenci aynı hızda öğrenemeyebilir. Diğer bir öğrenciyse daha çabuk yorulabilir. Bu nedenle bir ders ya da konu içinde ayrılacak süre öğrenciden öğrenciye değişir. Her öğrenci zamanı kendine göre ayarlamalıdır. Bir saat çalıştıktan sonra araya kısa süreli dinlenme koymak yararlı olacaktır. Bu sayede bir saatlik çalışma sonunda dağılan dikkat ve azalan verim tekrar kazanılabilir.


Ders çalışırken genellikle aynı ortamın tercih edilmesine özen gösterilmelidir. Aynı mekânda ders çalışmak, çalışmaya daha kısa sürede adapte olunmasını sağlar. Çalışma masasını tercih eden öğrenci o masaya sadece çalışmak için oturduğunu hissetmelidir. Çalışma yerinin seçimi çok önemlidir. Çalışma yeri derli toplu, yalın elden geldiğince sabit ve sakin olmalı, tüm fiziksel sorunları da çözümlenmiş olmalıdır.


Öğrenilenler zamanla unutulabilir. Unutmayı önlemenin iki yolu vardır. Bunlardan biri öğrenilen bilgileri yeri geldikçe kullanmak, diğeri de aralıklı olarak tekrar etmektir. Öğrenciler öğrendiklerini yeri geldikçe kullanırken hem bunların işe yaradığını görecekler, hem de yeni bilgiler edinmeye motive olacaklardır. Aralıklı olarak yapacakları tekrarlar sayesinde ise bir taraftan eski öğrendiklerini hatırlarken diğer yandan da sınavlara her an hazır durumda olacaklardır.


Etkili çalışma becerilerini kullanmak için her şeyden önce kendilerine ait ve belirgin bir amaçlarının olması gerekmektedir. Bu amaç bireyden bireye farklılık veya benzerlik gösterebilir ya da farklı şekillerde tanımlanabilir. Nasıl ifade edilirse edilsin neticede üzerinde düşünülmüş, kişiyi ve özelliklerini yansıtan ve en önemlisi gerçekçi bir amaç olmalıdır bu. Amaç varılacak noktadır, çalışma teknikleri ise yol, rota, rehberdir. Bu yolları, rehberleri veya rotayı kullanmadan gerçekten hedeflenen noktaya ulaşılması mümkün olmayacaktır.


Bu anlamda öncelikle kişi kendisine aşağıdaki soruları sormalıdır:

10 sene sonra nerede olmak istiyorum. 5 sene sonra nerede olmak istiyorum. 1 sene sonra nerede olmak istiyorum


Bu soruların yanıtları kısa ve uzun dönemli amaçlardır. Bu noktada başkaları kişinin hedeflerine doğrudan müdahale etmemelidir. Çünkü kişiye ait olmayan bir hedefin onu motive etme olasılığı daha düşüktür. Anneler ve babalar elbette çocukları için iyi şeyler isterler; ama bu çocuklarımızın hedeflerini belirleyerek olabilecek bir şey değildir, sadece onların bilgi ve deneyimlerimizden faydalanmalarını sağlamak gerekir.



VERİMLİ ÇALIŞMA BECERİLERİ

Yapılan birçok araştırma hemen her eğitim öğretim kademesinde ve genel olarak iş yaşamında bireylerin etkili çalışma becerilerine sahip olmadıklarını ortaya koymaktadır. Oysa bu beceriler aynı zamanda hem ders çalışma sürelerinde ve kalitesinde bir artma sağlamakta hem de bu sayede öğrencilerin kendilerine daha fazla zaman ayırmalarını sağlamaktadır. Derslerde not alan, etkili dinleme ve okuma yöntemlerini kullanan, planlı çalışan bir öğrenci hiç kuşkusuz diğer öğrencilerden daha fazla başarı gösterecektir. Bu konuda farkı yaratacak olan öğrencinin kendi iradesi ve çalışma azmidir. Azmini ve iradesini kullanan öğrenci için başarılı olmak doğal bir sonuç olacaktır. Öğrenci amacını ve çalışma becerilerini birer kefeye koymalı ve tartmalıdır. Kefelerin eşit olması veya becerileri kullanma yanının ağır bastığı durumda öğrenci başarıyı hak ediyor demektir.


Etkili Çalışma Becerileri Şunlardır:

  • Zamanın iyi planlanması

  • Çalışma ortamının düzenlenmesi

  • Çalışma sürelerinin ve aralıklarının düzenlenmesi

  • Belleği güçlendirme

  • Motivasyon

  • Not tutma

  • Aktif dinleme

  • Hızlı ve etkili okuma

  • Bilgi kaynaklarından yararlanma ( internet, sözlük, ansiklopedi, imla klavuzu, atlas vb)


Çalışma Ortamını Düzenleme:

Zamanı düzenlemek kadar önemli olan ve verimi etkileyen bir unsur da çalışma ortamının düzenlenmesidir. Uygun çalışma ortamı çalışmak için ayrılan zamanı en etkin şekilde kullanmanıza yardımcı olacaktır. Uygun çalışma ortamının nasıl olması gerektiğini açıklamadan önce çalışma ortamıyla ilgili birtakım yanlış inançlardan söz etmek faydalı olacaktır:


Ø Evinizde bir çalışma odasının bulunması, buna imkan yoksa en sessiz odada bir çalışma köşenizin bulunması gerekir. Bu oda veya köşede bir çalışma masanız olmalı ve çalışma masanızda gereksiz şeyleri bulundurmamanız tavsiye edilir.


Ø Çalışmalarınızı mutlaka çalışma masanızda yapın. Çalışma masanız pencereden uzakta olmalıdır ve üstünde 60x100 cm ebadında bir bölümün çalışma faaliyetleriniz için boş olmasına dikkat edin.


Ø Çalışma masanızın etrafında dikkat dağıtıcı resim, poster, renkli ışık olmamalıdır.


Ø Çalışma ortamının sessizliğine önem verilmelidir. Buna rağmen müzikli ders çalışacaksanız enstrümantal ve hafif parçaların seçilmesine dikkat edilmelidir.


Ø Çalışma ortamı iyi havalandırılmış, uygun oda sıcaklığında ve iyi aydınlatılmış olmalıdır. Havasız bir oda oksijen eksikliğinden baş ağrısına sebep olur.


Ø Çalışmaya başlamadan önce ders materyallerinizi bir araya getirmeniz sizi çalışma etkinliği sırasında zaman harcamadan ve dikkatinizin dağılmasından alıkoyacaktır.


Ø Ders çalışırken bir şeyler yiyip içmeyin. Yemek içmek gibi şeyleri kendinize bir ödül olarak ders çalışma aralarında verebilirsiniz.



Motivasyon

“Çalışmam gerektiğini biliyorum ama çalışamıyorum”

“Kitabımı açıyorum ve kitaba bakarak öylesine oturuyorum”

“Gereksiz bir sürü iş yapıp dersin başına oturamıyorum”


Yukarıdaki cümleler ders çalışma konusunda motivasyon eksikliğine işaret eden cümlelerdir. Motivasyon (Güdülenme) çalışılacak konuya veya yapılacak etkinliğe ilişkin ilgi, istek duymak ve çaba harcamaya hazır olmak demektir.


Motivasyon sorununun sebeplerinden birkaçı şunlardır:


§ Çalışmayı sevmemek

§ Dersi veya konuyu sevmemek, ilgisiz kalmak

§ Yapılması gereken iş yerine başka bir iş yapmayı istemek

§ Başarısız olmaktan korkmak

§ Amacı tam olarak belirlememmiş olmak


Çalışma eylemi birçokları için zor ve örseleyici bir süreçtir. Kişi çoğu zaman derse oturmak, çalışmayı sürdürmek ve gerekli olan yerde bitirmek konusunda kendisiyle sürekli mücadele halindedir. Bunlar arasında en zoru çalışmaya oturmaktır. “Başlamak bitirmenin yarısıdır” sözünü de göz önünde bulundurursak, işe başlamış olmanın önemi açıktır. Bu süreç bazıları için neden kolay olurken çoğumuz için zor olmaktadır. Bu çoğunlukla çalışma alışkanlığının kazanılmış olmasıyla ilgilidir. Çalışma alışkanlığını kazanmış olan birey için çalışmak yemek yemek ya da yolda yürümeye yakın bir doğallıkta ve zorlanmadan gerçekleşecektir. Çalışma becerisi her ne kadar küçük yaşta kazanılsa da hiçbir zaman geç kalınmış sayılmaz. Bu tamamıyla istek ve iradeye bağlıdır. Kişi kendisini bu konuda disipline etmeyi başardığında, bu durum giderek alışkanlık halini alacak ve daha az zorlanacaktır.


Yaşamın her alanı bir büyük yarış sahasının parçasıdır. Bu yarışın çeşitli bölümleri vardır. Kimi üniversite tercihini kullanırken kimi de çalışma yaşamına atılıp o alanda ter dökmek zorundadır. Bu her alandaki yarışın elbette kaybeden ve kazananları olacaktır. Kaybeden ve kazanan arasındaki farkı belirleyen de harcadıkları çaba ve emekleridir.


Genellikle okulda öğrenilenlerin pek işe yaramadıkları, hayatta karşılıklarının olmadığı düşünülür ve bu durum öğrenci motivasyonunu önemli ölçüde etkiler. Bu durum eğitim sistemindeki aksaklıkların olduğu kadar bu konudaki yanlış inançların da sonucudur. Şöyle ki öğrenme ve öğretme etkinlikleri öncesinde öğretici kendisine “Bu konuyu öğretirken amacım ne?”, “Hangi duygu, düşünce ve bilgiyi kazandırmak istiyorum?”, “Bunu öğrenmek öğrencilere ne kazandıracak?” sorularının tam karşılığını bulmalı ve bunları etkinlik öncesi öğrencilerine açıklamalıdır.


Diğer yandan öğrenci de kendine şu soruları sormalıdır:


  • Yeni şeyler öğrenmek ve kendimi geliştirmek istiyor muyum?

  • Bilgisiz, cahil biri olmanın bana ne gibi zararları olur?

  • Yaşamdaki hedeflerim neler?

  • Öğrenmek bu hedeflerimin gerçekleşmesine yardımcı olacak mı?

  • Öğrendiklerim ihtiyaçlarımı (sosyal, psikolojik, ekonomik) ne şekilde karşılıyor?

  • Bu ve benzeri sorulara verecekleri yanıtlarla öğrenmenin gerekli olduğuna karar verildiğinde öğrenmeyle ilgili duygular da değişecektir. Bundan sonra kendilerine soracakları sorular şunlar olmalıdır:

  • Çalışmayı nasıl zevkli hale getirebilirim?

  • Başarılı olduğumda elde edeceğim sonuçlar neler?

  • Başarılı olduğumda kendimi nasıl ödüllendirebilirim?


Öğrencilerimizin önünde zorlu ve uzun bir yolculuk olduğunu, bu yolculukta başarı merdivenlerini tırmanabilmeleri için de en çok aile desteğine ihtiyaç duyduklarını da unutmamak gerekir. Planlı çalışma, zamanı kullanma gibi etkin ders çalışma yöntemlerini kullanmalarının yanı sıra hedeflerini kendi ilgi ve yeteneklerine uygun bir şekilde belirlemelerini sağlamak ve onları bu yönde desteklemek, çocuğunuzun ileride daha başarılı ve mutlu bir geleceğe sahip olmasını sağlayacaktır.


551 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page